AKUT STRES BOZUKLUĞU

Akut Stres Bozukluğu, travmatik bir olayın ardından verilen ilk dönem tepkilerine verilen addır. Travmatik olay dediğimizde, insanın kendisinin ya da sevdiklerinin fiziksel ya da psikolojik bütünlüğüne bir tehdit oluşturan, ani ve beklenmedik şekilde ortaya çıkan, korku, çaresizlik ve dehşet gibi duygulara yol açan, olumsuz, stresli yaşantılardan bahsediyoruz. Travmatik olayları ikiye ayırabiliriz. Bunlardan ilki, doğal yollarla oluşan travmatik olaylardır. Örneğin, ülkemizde de ne yazık ki çok acı örnekleri yaşanmış depremler, seller ya da kasırgalar, yanardağ patlamaları doğal yollarla oluşan travmatik olaylardır. İkinci grup ise insan eliyle oluşan travmatik olaylardır. Burada da; çeşitli kazalar ve patlamalar gibi kaza ile oluşan ve savaşlar, katliamlar, soykırımlar, tacizler, tecavüz, terör eylemleri gibi bilerek ve amaçlı yapılan travmatik olayları örnek verebiliriz. Bunlara ek olarak sayabileceğimiz bir diğer grup travmatik olay ise, bunlardan farklı olarak fiziksel değil psikolojik tehdit yaratırlar. Bunlar da başarısızlık, dışlanma, ihmal, terk, kıyaslanma, aşağılanma gibi duygusal olarak zorlantılı yaşantılardır. Böylesi bir yaşantı ortaya çıktığında elbette ki insan üzerinde ciddi, sarsıcı ve şiddetli bir etki yaratmaktadır. Bu tepkiler, biz ruh sağlığı çalışanlarının karşısına çoğunukla Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) ya da Akut Stres Bozukluğu olarak çıkmaktadır. Travma Sonrası Stres Bozukluğu (Post-traumatic Stress Disorder – PTSD) burada ayrı bir başlık olarak ele alınacaktır, ancak kısaca, travmatik olayı takip eden stres tepkilerinin bir aydan uzun sürdüğü durumlar olarak tanımlanabilir. Akut Stres Bozukluğu ise travmatik olayı takiben 4 hafta içinde ortaya çıkıp 2 gün ila 1 ay süren tepkileri tanımlamaktadır.
Bir kişinin travma sonrasında akut stres bozukluğu yaşamasını birçok faktör etkilemektedir:
• Yaş – Yaşlı yetişkinlerin, muhtemelen acılı ve stresli olaylarla baş etme konusunda daha fazla tecrübe sahibi olması dolayısıyla akut stres bozukluğu geliştirme riski daha azdır.
• Daha önceki travma deneyimi – Çocukken istismar edilen veya travma yaşamış olan insanların yetişkinlikte akut stres bozukluğu (veya travma sonrası stres bozukluğu) yaşama ihtimali, bu durumun merkezi sinir sisteminde bazı kalcı biyokimysaal değişimlere sebep olması nedeniyle, daha fazladır.
• Biyolojik korunaksızlık – İkiz araştırmaları beynin hormon düzeylerindeki ve beyin yapısındaki bazı kalıtsal anormalliklerin travma sonrasında stres tepkisi riskini arttırdığını göstermektedir.
• Destek grupları – Yakın dostlarından veya akrabalarından destek alan insanların akut stres bozukluğu geliştirme riski daha azdır.
• Algılama ve yorumlama – Travma nedeniyle sağlıklı olmayan bir sorumluluk hisseden ve travmayı kişisel bir hatanın cezası olarak gören insanlar ile genel olarak olumsuz veya kötümser dünya görüşüne sahip olan insanların travmayı kişiselleştirmeyen veya daha dengeli bir hayat görüşüne sahip olan insanlara göre akut stres bozukluğu yaşama riski daha yüksektir.
Belirtiler
Belirtiler
(A) Travmatik bir olay yaşamış veya böyle bir olaya tanık olmuş, (B) travmaya yoğun korku, dehşet veya çaresizlik duygularıyla tepki vermiş ve (C) aşağıdaki belirtilerden iki veya üçünü şu anda göstermekte olan hastalara akut stres bozukluğu teşhisi konabilir:
• Psişik uyuşma
• Sersemleşme veya çevrenin farkında olamama
• Gerçeklere ilgisizlik
• Kişiliğin dağılması
• Hafıza kaybı
Akut stres bozukluğunu akla getiren diğer belirtiler şunlardır:
• Yakın zamanlardaki rüyalarda, imgelerde, düşüncelerde, yanılsamalarda veya ani geçmişe dönüşlerde travmayı yeniden yaşamak; veya travmayı hatırlatan şeylerin aşırı strese sebep olması.
• Travmayı hatırlatan insanlardan,yerlerden, nesnelerden, konuşmalardan ve diğer uyaranlardan açık bir şekilde kaçınma (bir trafik kazasının ardından akut stres bozukluğu geliştiren birçok insan belli bir dönem arama kullanmaktan kaçınabilir)
• Çabuk heyecanlanma, asabiyet, uyku sorunları, hassasiyet, konsantre olama, çabuk tırsma, fiziksel olarak yerinde duramama (sürekli bir şeylerle oynama, volta atma).
• Sosyal fonksiyonların kötürümleşmesi, mecburi görevleri yerine getirememe, yardım isteyememe.
• Belirtiler en az iki gün en fazla dört hafta sürer ve travmatik olayın üstünden geçen ilk dört hafta içinde ortaya çıkar.
• Belirtilere bir madde (ilaç veya madde istismarı) veya genel bir tıbbi hastalık neden olmamıştır, kısa süreli psikotik bozukluk yoktur ve travmatik olay öncesi kişide var olan bir ruh sağlığı probleminin kötüleşmesiyle ilişkili değildir.
Akut stres bozukluğu olan insanlar depresyon belirtileri gösterirler. Bu belirtiler arasında daha önce keyif aldıkları faaliyetlerden zevk alamama, konsantrasyon olamama, başkaları başaramamışken bir kazadan veya ciddi bir yaralanmadan kurtulmanın getirdiği hayatta kalma suçluluğu gibi şeyleri kapsar. DSM –IV’ye göre akut stres bozukluğu teşhisi konmuş olan insanlar travmanın sonuçlarına dair kendilerinde olması gerekenden daha fazla sorumluluk görmekteler ve normal bir hayat uzunluğuna sahip olmayabileceklerini düşünebilirler. Akut stres bozukluğunun birçok belirtisi, travma sonrası stres bozukluğu olan insanlarda da görülmektedir.
Bozukluğun Demografisi
Travmatik stres etkenlerine akut tepki 1980’li yıllarda düşünüldüğünden daha yaygındır. Amerika’da 1990 ila 1992 yılları arasında yapılan önemli bir demografik araştırma kadınların bu bozukluğa yakalanma riski (% 10,4) erkeklerin iki katıdır (% 5). Bu rakamlar hayatlarında en az bir travmatik olay yaşayan kadınları ve erkekleri kapsamaktadır. -en az bir travma yaşama oranı kadınlarda (% 60,7), erkeklerde ise (% 51,2)- Erkeklerin % 10’undan fazlası ve kadınların % 6’dan fazlası hayatlarında dört veya daha fazla travma yaşadığını bildirmiştir.
Bu konuda araştırmaların çok iyi olduğu ABD’de bile akut stres bozukluğunun yaygınlığı bilinmemektedir. Araştırmalar nüfuzun % 14’ü ila % 33 arasında bir aralığı göstermektedir. Kimi grupların akut stres bozukluğu veya travma sonrası stres bozukluğu yaşama riski daha fazladır (örneğin varoşlarda yaşayanlar, mülteci kamplarında bulunanlar, şiddet suçları kurbanları).
Teşhis
Teşhis
Akut stres bozukluğu belirtileri travmatik olaydan sonraki ay içinde ortaya çıkar; bununla birlikte belirtilerin bazı insanlarda diğerlerine göre neden daha hızlı ortaya çıktığı bilinmemektedir. Gecikmiş belirtiler genellikle esas travmaya benzeyen bir durumla ortaya çıkmaktadır.
Akut stres bozukluğu hastanın belirtilerini DSM-IV-TR ölçütleriyle karşılaştırmakla konur. Kişi ayrıca önemli bir depresyon döneminden geçiş olma veya majör depresyon bozukluğu ölçütlerine de uyabilir. Travmatik bir stres olayına maruz kalıp akut stres bozukluğu ölçütlerine uymayan belirtiler gösteren bir kişiye uyumlanma bozukluğu teşhisi konabilir.
Tedavi
Tedavi
Bu bozukluk inanç, anlam, kişiler arası ilişki, mesleksel işlevler, fiziksel iyilik gibi birçok sistemi etkilediği için farklı tedavi modüllerinin uygulanması gerekir.
İlaçlar
İlaçlar genellikle bireysel belirtileri tedavi etmek için şart olan ilaçlarla sınırlıdır. Aşırı heyecan için başka bir ilaç tavsiye edilirken, endişe ve panik reaksiyonları için başka, kaçınma belirtileri için başka, uyku sorunları ve kabuslar için başka ilaçlar reçete edilir. Akut stres bozukluğunun travma sonrası stres bozukluğuna dönüştüğünün görülmesi halinde antidepresanlar reçete edilebilir. Bu ilaçlar seçici serotonin alınım inhibötürleri, moamin oksidaz inhibitörleri veya trisiklik antidepresanlar olabilirler.